Kanser, dünya genelinde vefat nedenleri ortasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 250 bin bireye kanser tanısı konuluyor. İlaç Sanayisi Patronlar Sendikası (İEİS), 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde, kanser tedavisinde kullanılan onkoloji ilaçlarının ehemmiyetine ve bu alandaki yerli üretim potansiyeline dikkat çekiyor.
KANSER, günümüzün en kuvvetli sıhhat problemlerinden biri olarak global çapta ele alınması gereken bir öncelik olmaya devam ediyor. Dünya Sıhhat Örgütü’nün bilgilerine nazaran her yıl yaklaşık 20 milyon yeni kanser olayı tespit ediliyor ve 10 milyondan fazla kişi kanser nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu sayılar, kanserle gayretin yalnızca ferdî değil, tıpkı vakitte toplumsal bir sorumluluk olduğunu gözler önüne seriyor. Kanser tedavisi, teknolojik ilerlemeler ve bilimsel araştırmalarla kıymetli ölçüde gelişmiş durumda. Lakin bu gelişmeler, tedavi maliyetlerinin de artmasına neden oluyor. Bilhassa biyoteknolojik ilaçlar, kanser tedavisinde ihtilal niteliğinde tahliller sunarken, yüksek bütçeler gerektiriyor.
Onkoloji ilaçları, meblağda Türk ilaç pazarının %17’sini oluşturuyor
Kanser tedavisinde yerli üretimin artırılması, biyoteknolojik ilaçlara erişimi kolaylaştırarak tedaviye muhtaçlık duyan hastaların ömür kalitesini yükseltirken, sıhhat dalında dışa bağımlılığı azaltmada değerli bir hisseye sahip. Türkiye’de onkoloji ilaçları toplam ilaç piyasasında kutu bazında %1’lik bir hisseye sahipken, bütçenin %17’sini oluşturuyor. Ayrıyeten, kutu bazında onkoloji ilaçlarının %27’sinin biyoteknolojik ilaçlardan oluşması, biyoteknolojinin onkoloji tedavisindeki artan rolünü gözler önüne seriyor.
Son 5 yılda, onkoloji tedavisinde kullanılan biyobenzer ilaçların pazarı yaklaşık 4 kat büyüyerek bu alandaki biyoteknolojik ilaçlar içindeki hissesini neredeyse %50’ye çıkarmış durumda. Bugün, onkoloji alanındaki biyobenzer ilaçların üçte biri yurtiçinde üretiliyor. Bu, Türkiye’nin biyoteknoloji alanında kat ettiği arayı ve gelecekteki potansiyelini göstermesi açısından kritik bir ehemmiyete sahip.
İEİS Genel Sekreteri Savaş Malkoç, biyoteknoloji alanındaki yerli üretimin değerine dikkat çekerek şunları söyledi: “Bugün Türkiye’de biyobenzer ilaç üretiminde güçlü bir altyapıya sahibiz. Var olan 13 biyobenzer ilaç üretim tesisimiz, sanayimizin uzun yıllardır yaptığı büyük yatırımların bir sonucu. Lakin bu tesislerin kapasitesinin tam manasıyla kullanılması için uygun fiyatlandırma, geri ödeme siyasetleri ve teşvik düzeneklerine gereksinim var. Yanlışsız siyasetler hayata geçirildiğinde, Türkiye biyoteknolojik ilaç üretiminde bir üretim üssü haline gelebilir. Bu da yalnızca ekonomik bir yarar değil, birebir vakitte kanser hastalarının tedaviye daha süratli ve kolay erişimini sağlamak açısından kritik bir adım olur. Kanser tedavisinde kullanılan yerli üretim ilaçların artırılması, bütçe ve halk sıhhati açısından büyük bir stratejik kıymete sahip.”
Kanserle çabada inovatif tahliller geliştirmek, yerli üretimi desteklemek ve hastaların hayat kalitesini artırmak ismine yatırımlarını sürdüren İlaç Sanayisi Patronlar Sendikası, milletlerarası arenada da değerli bir oyuncu olma gayesiyle çalışmalarını güçlendiriyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı